İstanbul - 3

İstanbul gezisine, bu yazıyla birlikte son veriyoruz. İnşallah diğer şehir seyahatleriyle devam edeceğiz. Kapanışta, İstanbul seyahatlerinde en fazla rağbet gören mekanlar olacak. 
İstanbul'u gezme dürtünüzü kabartacak bir yazı olması dileğiyle, keyifli okumalar diliyorum. :)

Dipnot: Bu kısımda paylaşacağım mekanları 2015 yılında yani ilk seyahatimde gezmiştim. O yıla ait birçok fotoğrafı kaybetmemden ötürü internetten alıntı yapacağım fotoğrafları.



Ayasofya Müzesi


Ara ara gündemde cami mi yoksa müze mi olmalı? tartışmalarıyla yoğun yer kaplayan devasa eser, Ayasofya. Yazının giriş kısmında da belirttiğim üzere bu kısımda yer alacak olan çoğu mekan, İstanbul seyahatlerinde büyük rağbet gören mekanlardır. Bunların başında yer alan mekanlardan sadece biridir, Ayasofya. Kilise olarak dünyaya gelip, gençliğini cami olarak devam ettirip günümüzde müze olarak hizmet veren bu devasa esere gitmeyen, İstanbul seyahatini yarım bırakmış olur, kanaatimce. Sultan Ahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Eminönü, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı ve ismini sayamadığım nice mekan buraya çok yakın. Bir gününüzü ayırarak neredeyse hepsini gezip görmeniz mümkündür. :)

Şu an vereceğim bariz tavsiyeyi önceki yazılarımda paylaştığımı hatırlamıyorum: Müzekart. Mutlaka cebinizde bir müzekartınız olsun. Ben o zamanlarda lisans öğrencisi olduğum için 20 TL'ye almıştım. Siviller için ise 40 TL idi sanırım. Şu an kaç TL olduğunu bilmiyorum; fakat almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. :)
Giriş Ücretleri 40 TL'dir.
Dipnot: Müzekart, Ayasofya'nın girişinde temin edilmektedir.
Dipnot: 2017 itibariyle Pazartesi günleri kapalı olacakmış.


Sultan Ahmet Camii


İstanbul'da kaldığım süre zarfında, huzuruna ihtiyaç duyup Üsküdar'da kalmama karşın hiç üşenmeden her defasında geldiğim ve kaldığım süreyi hesaplamadan uzunca süreler haşmetinin karşısında oturduğum, İstanbul'un bir başka timsali olan mabed... Burayı ilk ziyaretim, Cuma namazı vakitlerinde oldu. Sağımda Asyalı bir baba ve çocukları, önümde siyahi bir kardeşim, solumda hangi milletten olduğunu bilmediğim bir başka din kardeşimle birlikte eda ettiğim namaz... Böyle bir cuma namazını hayatımda kaç defa kılabilirim, muamma... Oradan ayrılıp Sultan Ahmet Meydanı'nda gezip bir simit yerken etrafı seyretmek... Bir banka oturup bu mabede doyasıya bakmak... Anlatması zor iken yaşaması bir o kadar kolay ve mükemmel. Görmekle yetinmeyin, mutlaka o huzuru tadın.
Dipnot: Cuma namazı, bu camide diğer camilere nazaran 35-40 dakika daha geç kılınmaktadır. Ezan saatine bakarak kaçırdım diye hayıflanmayın. :)


Topkapı Sarayı


Burayı düşündükçe hüsranım artıyor. Dilediğim kadar vakit geçiremediğim bir başka mekan da burası... Bu kadar büyük ve vakit alabileceğini düşünemeden 16:00 sularında gitmiştim. Koştura koştura gezmek zorunda kaldım ve ikinci gidişimde vakit bulabilseydim tekrar gidecektim. Bir diğer seyahate kaldı. Müzekart'ın işinize çok yarayacağı bir diğer yer de burasıdır. Benim cebimde param çok ve müzekart almakla uğraşamam, neyse öderim. diyenlerdenseniz lafım yok; ama değilseniz bu tavsiyemi göz önünde bulundurmanızda fayda olacak. :) 
Burayı anlatmaya kalksam yeni bir seyahat sayfasına daha ihtiyacım olacak. :) Bundan ve sizi sıkmak istemediğimden ötürü yüzeysel geçeceğim. 
Osmanlı havasını iliklerinize kadar hissedeceksiniz! Hele ki benim gibi tarihe biraz merakınız varsa orada durup kendinizi asırlar öncesine ışınlamak isteyeceksiniz. Bunu yapamayacağınızı hüsran içinde kabullenince, o devirleri ve yaşantıları hissetmeye çalışacaksınız. Mutfak bölümünü gezerken bir aşçı; bahçede gezerken bir bürokrat; Divan-ı Hümayun'dayken vezir; kâh asker kâh hekim gibi hissedeceksiniz kendinizi. Hayal etmek isteyeceksiniz, o asırlardaki yaşamları. Duvarların size her şeyi anlatmasını bile dileyebilirsiniz (Benim gibi :) ). En az 2 -3 saatinizi ayırmanız, en büyük tavsiyem olacak!
Giriş Ücretleri:
Müze: 40 TL
Harem ve Zülüflü Baltacılar Koğuşu: 25 TL (Harem'e giriş için müzekart geçerli değildir.)
Aya İrini: 20 TL
Dipnot: Ben müzekart ile giriş yapmıştım ve büyük bir kısmını ücretsiz gezmiştim.)



Gülhane Parkı


Topkapı Sarayı'ndan ayrıldınız ve nereye gideceğinizi düşünüyorsunuz(Tabi elinizde bir planınız yoksa veyahut bu yazıyı okumadıysanız:D :). Tercih edebileceğiniz iki yer var, yakın olmaları hasebiyle: Yerebatan Sarnıcı ve Gülhane Parkı. Ben Gülhane'ye gelmeye karar verdim, çünkü buradan direkt olarak Eminönü'ne gidiliyor. Topkapı Sarayı'ndan ayrıldınız diye üzülmeyin. Zira bu park, Topkapı'nın dış bahçesi olarak işlev görüyordu. Tabi size yaşatacağı hissiyatlar Topkapı'dakine nazaran daha yakın bir tarihe aittir. Şahsen orada bulunduğum esnada gözümde canlanan manzara, takdir edersiniz ki Tanzimat Fermanı'nın okunması ve orada bulunan kalabalığın oluşturduğu atmosferdi. Buranın da kendine has bir güzelliği bir huzuru var. (Seyahat yazılarımı okuyan fark edecek ki 'huzur' tabirini çok kullandım. Sanırım İstanbul'un birçok köşesi huzur...:)
Görünürde son derece normal bir park olsa da tarihini hissetmek, onu farklı kılacaktır. Siz, siz olun görüntüye aldanmayın ve hissedin. :)


Miniatürk İstanbul


İstanbul seyahatime noktayı bu mekanla koyduğum gibi, seyahatname yazısına da noktayı burayla koyuyorum. :) Yazıyı yazarken aklıma parlak bir fikir geldi ve sizinle paylaşacağım. Çoğumuzun bildiği gibi burası Maket Türkiye. Gerçi bu tabire pek aldanmayın, çünkü maket diyerek baktığım eserlerin bazıları bir hayli büyüktü. :) Fikrimi paylaşacaktım güya... :) Burada neşredilen maketler, neredeyse tüm şehirlerimizden eserler barındırıyor; lakin İstanbul'da gezilecek yerlerin tamamına yakınını da neşretmekte. İstanbul'da gezeceğiniz ilk yer burası olabilir. Böylece plan hazırlamanıza yardımı da dokunabilir. Gezilecek yerlerin listesini hem bu blogta hem de başka başka birçok sayfada bulabilirsiniz; fakat maket hallerini görmek daha güzel bir seçenek olabilir. 
Burada bir hayli uzun süre geçirdim. Gezmesi zevkli olduğu kadar da yorucu. Hangi semtte kaldığını hatırlamıyorum. Ulaşımı da toplu taşıma araçlarıyla değil, şahsi araçla yapmıştım. Bu sebeple bu konuda siz bilgi veremeyeceğim, üzgünüm. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız, saate baktığınızda 'Ne ara bu kadar gezdim?' diyeceğiniz bu mekana da uğramanızı tavsiye ediyorum. Aynı zamanda giriş ücreti de çok cüz-i bir miktardadır. :)
Giriş Ücreti:
Tam (TC Vatandaşı): 5 TL
Tam(Yabancı Uyruklu): 10 TL
Öğrenci: 3 TL


Vakit ayırıp okuduğunuz için, hepinize şükranlarımı sunuyorum. İstanbul, anlatılması neredeyse imkansız, gezilmesi gereken bir şehirdir, benim için. Ben kalemim yettiğince sizlerle paylaşmaya çalıştım. Gezenleriniz anılarını tazeledi, gezmeyenlerinizin ise merakları kabardı. :) Anlatmayı es geçtiğim ve unuttuğum yerler de olabilir. Mazur göreceğinizi ümit ediyorum. Zira İstanbul'da yapılacak yüzlerce şey vardır. Ben hepsini yapamasam da büyük bir kısmını yaptığımı düşünüyorum. Gezdiğim yerler bu blogta yer alıyor, bunlar dışında olanları da şahsi görüşmelerde anlatabilirim. :) 
Şimdilik hoşça ve sağlıcakla kalın. 
Trabzon Seyahatinde görüşmek dileğiyle... :)

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Resim

İnsanlık